ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

AL-İ İMRAN

111

 

لَن يَضُرُّوكُمْ إِلاَّ أَذًى وَإِن يُقَاتِلُوكُمْ يُوَلُّوكُمُ الأَدُبَارَ ثُمَّ لاَ يُنصَرُونَ

 

111. İncitmekten başka size herhangi bir zarar veremezler. Sizinle savaşsalar bile, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

 

Yüce Allah'ın: "İncitmekten başka size herhangi bir zarar veremezler" buyruğu ile kast edilen, onların (verebilecekleri zararın) yalanları, tahrifleri ve iftiralarından ibaret olduğunu anlatmaktadır. Yoksa, onların galip gelecekleri anlamında değildir. Bu açıklama, el-Hasen ve Katade'den nakledilmiştir.

 

Buna göre, ayet-i kerimedeki istisna muttasıldır. Manası da şöyle olur: Onlar size ancak az miktarda bir zarar verebilirler. Buna göre "eza" kelimesi, mastar gibi kullanılmıştır.

 

Ayet-i kerime Allah'ın, Rasülüne ve mü'minlere bir vaadidir. Buna göre, kitap ehli onları mağlup edemeyeceklerdir. Kendileri kitap ehline karşı zafer kazanacaklar ve kitap ehlinin mü'minlere, kökten imha gibi bir zarar görmeleri söz konusu olmayacaktır. Onlardan görecekleri zararlar, iftiralarla, tahriflerle eziyet vermekten ibaret kalacaktır. Sonunda güzel akibet ise mü'minlerin olacaktır.

 

Buradaki istisnanın munkati' olduğu da söylenmiştir. Anlam da şöyle olur: Onlar asla size zarar veremeyeceklerdir. Bununla birlikte size, işittirecekleri sözlerle sizi rahatsız edeceklerdir.

 

Mukatil der ki: Yahudilerin elebaşları olan Ka'b, Adiy, Nu'man, Ebü Rafi', Ebü Yasir, Kinane ve İbn Suriya, kendi kavimleri arasından iman eden, Abdullah b. Selam ve arkadaşlarına müslüman olmaları sebebiyle eziyet vermeye koyuldular. Bunun üzerine Yüce Allah: "İncitmekten başka size herhangi bir zarar veremezler" yani onlar, ancak dilleriyle sizi rahatsız edebilirler, buyruğunu indirdi. İfade burada tamam olmaktadır.

 

Daha sonra Yüce Allah: "Sizinle savaşsalar bile, size arkalarını dönüp kaçarlar" yani, bozguna uğrarlar. Burada da ifade tamam olmaktadır. "Sonra kendilerine yardım da edilmez" buyruğu da yeni bir cümledir. Bundan dolayı bu buyruğun sonunda "nun" harfi sabit olmuştur.

 

Bu ayet-i kerime Peygamber (s.a.v.)'ın bir mucizesidir. Çünkü, ona karşı savaşan yahudiler ona arkalarını dönüp kaçmışlardır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Al-i İmran 112-115

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR